Aile İçi Şiddet

Aile içi şiddet veya tekrarlayan kavgaların çocuk üzerindeki etkileri…

Aile içi şiddet dendiği zaman genellikle ilk akla gelen, fiziksel şiddet olur. Fiziksel herhangi bir müdahale içermeyen kimi kavgalar, çok seslidir ve aile içerisinde oldukça yoğun bir şekilde yaşanırlar, anne-baba arasındaki ilişki çatışmalıdır ve sıklıkla sözlü bir mücadele olarak ortaya çıkar; bu gibi durumlarda, ruhsal şiddetten bahsetmek mümkündür. Tekrarlayan ve kimi zaman sonu gelmeyen bu kavgaların çocuk üzerindeki etkileri oldukça önemlidir.

Belki dikkatinizi çekmiştir; anne ve baba arsında gerginlik hisseden çocuk, yaşanan gerginliği dağıtmak, odağı farklı bir yöne çekmek için kimi zaman yemeğini veya bardağını düşürüp ağlamaya başlar, kimi zaman ise oyuncaklarıyla veya başka nesnelerle gürültü yapar, onları yere atar, veya o anda kırılan oyuncağın arkasından ağlamaya başlar; bu hareketlerin her biri, dikkat edildiği taktirde, yoğun kaygı anlarında gerçekleştirilir ve farklı bir odak noktası yaratmaya yöneliktir. Yaşanan gerginlik çocuk için başedilmez hale gelmiştir ve bundan uzaklaşmanın ve ortamı yatıştırmanın bir yolunu aramaktadır. Henüz kelimelerle kendini ifade etmeye başlamamış olan bir çocuğun yapabileceği eylemlerdir bunlar ve bu da, bize, çocukların ne kadar erken yaşta bazı şeyleri hissedip onlardan ne denli etkilenebileceklerini göstermektedir.

Bu gibi çatışmalı bir ortamda büyüyen çocuklar, yaşları ilerledikçe, bazı eğilimler gösterebilirler:
– İçten içe anne ve babayı barıştırma arzusu
– Yoğun endişe
– Öfke ve içe kapanma
– Suçluluk duygusu, bunlardan sadece birkaçıdır…

Kimi çocuklar, ebeveynleri bunu farketmese de, anne ve babasını barıştırma çabasındadır. Bu bir çocuk için üstlenemeyeceği boyutta bir sorumluluktur ve bunun ruhsal yansımaları oldukça güçlüdür.

Aile içerisinde yaşanan kavgaların şiddet oranına eşit düzeyde duygusal bir yoğunluk yaşanır. Küçük yaştaki çocukların birçoğu bunu dile getiremezken, gece uykularından ağlayarak uyanırlar, kâbus görmeye başlayabilirler, alt ıslatma veya öfke, ağlama, içe kapanma ortaya çıkabilir. Dile gelmeyen, ifade bulmayan kaygı ve iç çatışmalar, örtük bir şekilde, başka bir deyişle; semptom yoluyla ortaya çıkarlar.

Bu gibi durumlarda, çocuklar, anne ve babalarının anlaşmazlıklarının kaynağının kendileri olduğunu düşünürler. Bir hata yaptıklarını, yeterince iyi bir çocuk olamadıkları düşüncesine kapılıp yoğun üzüntü yaşarlar.

Ruhsal şiddetin çocuklar üzerindeki etkileri oldukça büyüktür, ailelerin bunu göz önünde bulundurmaları gerekmektedir.