“Doktora Söylerim Sana İğne Yapar”

Gündelik hayatta sıkça duyulan bu cümle, çocuklara, otoritenin veya yasağı koyacak olan kişinin daima başkası olduğu izlenimini verir. “Hayır”, “Bunu yapmanı istemiyorum, çünkü…” veya “Bunu yapmak, yemek şu anda yasak, çünkü…” demenin dolaylı bir yolu olan bu söylem, sınır koyma eylemini, korku içerikli bir olguyla birleştirmekete, bağdaştırmaktadır. Başka bir deyişle, otorite koruma amacını yitirmiş ve korkutarak yasaklama yönünde işlev göstermektedir.

Bir çocuğun arzusuna engel olmak, genellikle bir yetişkin için zor kabullenilen bir durumdur. Bunun başlıca iki sebebi vardır; kişisel istek ve arzuların ketlenmesine karşı duyulan rahatsızlık ve çocuğun sevgisini kaybetme endişesi. Kimi zaman, yetişkin birey, taleplerinin sınırsız bir şekilde kaşılanmasında görür sevgiyi. İşte o zaman da, bir çocuğa engel koymak, “hayır” demek zorlayıcı bir görev gibi algılanmaya başlar. Hâlbuki “hayır” diyebilmek sevmenin, sevgi göstermenin bir parçasıdır.

Yasağın bir korku unsuruyla değil de, korunaklı bir otorite figürüyle bağdaştırılması, çocuğun ruhsal gelişimi açısından oldukça önemlidir. Sadece korkulandan kaçınmak gerektiği yönünde bir algıya sahip olunması değildir hayatta önemli olan. Kendini koruyabilmeyi öğrenmek için, çocuğun kendi içsel koruma dinamiklerini oluşturabilmesi gerekmektedir. Bunun için de, tutarlı ebeveynlere ihtiyaç duyar çocuklar. Ayrıca, yasağı koymakla yetinilmemeli, çocuğa neyin neden yasak olduğu da açıklanmalıdır.

Doktora giden veya akşam babasının dönüşünü heyecanla bekleyen çocuk korkmasın… Gerçekçi açıklamalara ihtiyaç duyan bu küçük varlığa, bazı şeyler anlatıldığı taktirde rahatlayacağını unutmamak gerekir. Çocuklar büyükler ne derse inanmaya hazırdır, henüz neler olabileceğini öngörmeye başlamamışlardır ve bazı cümleler başlarına gelebilecekler konusunda korkunç düşler görmelerine neden olabilir.

Doktor iğne yapacağı zaman, acıyacağını bilen çocuğa acımayacağını değil de, biraz acıyıp sonra hemen geçeceğini söylemek gerekebilir kimi zaman. Çocukların duygularını engellememek önemlidir; onların da korku veya kızgınlıklarını rahatça dile getirebilmelerine yardımcı olmak gerekir. Kendi öfkesinden veya kaygısından korkan birey, çocuğun ifadelerini sınırlamaya çalışabilir. Hâlbuki duygular ancak ifade buldukça korkutucu olma yönlerini yitirirler…